Terk ettik, Aç bıraktık, Öldürdük, Dost Kalmaktan Vazgeçmediler....
GÜNCEL
20.08.2024 - 02:22, Güncelleme:
20.08.2024 - 02:30 16322+ kez okundu.
Terk ettik, Aç bıraktık, Öldürdük, Dost Kalmaktan Vazgeçmediler....
İnsanlık tarihi boyunca köpekler, sadakatleri, bağlılıkları ve dostlukları ile bizlerin en yakın yoldaşları oldular
İnsanlık tarihi boyunca köpekler, sadakatleri, bağlılıkları ve dostlukları ile bizlerin en yakın yoldaşları oldular. Bu dört ayaklı dostlarımız, ne kadar zor durumda olurlarsa olsunlar, insanların yanında olmayı ve onlara yardım etmeyi hiç tereddüt etmeden sürdürdüler. Ancak, ne yazık ki biz insanlar, bu sadakati ve sevgiyi hak edecek bir şekilde davranmadık. Köpekler, bizi koşulsuz severken ve her türlü zorluğa rağmen yanımızda kalırken, bizler onlara her zaman aynı şekilde karşılık veremedik.
Onları terk ettik. İnsanların çeşitli nedenlerle köpekleri terk etmeleri, sadece köpekler için değil, insanlık adına da utanç verici bir durumdur. Köpekler, onları sahiplenen insanların bir parçası olurlar ve onlara bağlanırlar. Ancak, ne yazık ki insanlar çeşitli nedenlerle, kimi zaman maddi zorluklar, kimi zaman da ilgisizlik nedeniyle köpeklerini terk ederler. Bu sadık dostlarımız, kendilerini bir anda sokakların zorlu koşullarıyla baş başa bulurlar. Onları terk eden insanlar, aslında kendi insanlıklarından da bir parça terk etmiş olurlar.
Onları aç bıraktık. Sokaklarda başıboş dolaşan köpekler, yiyecek bulmak için her gün hayatta kalma mücadelesi verirler. Çoğu zaman, çöplerde buldukları yiyeceklerle yetinmek zorunda kalırlar. Oysa köpeklerin en temel ihtiyaçlarından biri olan yiyeceği onlara sağlamaktan bile aciz kaldığımız durumlar, insanlığımızı sorgulamamıza neden olmalıdır. Biz, modern toplumun bireyleri olarak, bu masum canların aç kalmasına nasıl göz yumabiliyoruz?
Onlara zulmettik. İnsanlar, köpeklere karşı sadece ihmalkâr davranmakla kalmadılar, aynı zamanda onlara bilinçli olarak da zarar verdiler. Dövülmüş, taşlanmış, hatta daha da kötüsü zehirlenmiş köpeklerin haberleri her gün karşımıza çıkıyor. Bu masum canlılara karşı yapılan bu tür acımasızlıklar, aslında insanın ne kadar zalim olabileceğini gözler önüne seriyor. Bir hayvanın gözlerindeki korkuyu görmek ve buna rağmen ona zarar vermek, insanlık adına bir utanç vesikasıdır.
Onları öldürdük. Köpekler, yalnızca kötü muamele görmediler, aynı zamanda birçok durumda katledildiler. Sokaklarda başıboş dolaşan köpekler, birçok şehirde toplu itlaflara maruz kaldı. Bu durum, insanların sorunları çözme biçiminde ne kadar geri kalmış olduklarını ve şiddeti bir çözüm yolu olarak gördüklerini gösteriyor. Oysa ki, bu sorunların çözümü, toplu itlaflardan çok daha insani ve etkili yöntemlerle sağlanabilir.
Ancak tüm bu zulme rağmen, köpekler insanlara karşı olan dostluklarından vazgeçmediler. Doğal afetlerde, yangınlarda, depremlerde hayat kurtardılar. Kimi zaman yıkıntılar altında kalan insanları buldular, kimi zaman bir insanın hayatını kurtarmak için kendi hayatlarını riske attılar. Onlar hep sadık, hep dost kaldılar. Biz onları ne kadar kötü davranırsak davranalım, onlar “dost” kalmaktan vazgeçmediler.
Bu noktada, insanlığımızı sorgulamak zorundayız. Köpekler, sadık ve sevgi dolu doğalarıyla bize insan olmanın ne demek olduğunu hatırlatıyorlar. Onlar, bizim eksik kaldığımız insanlığı sergiliyorlar. İnsanlar olarak, köpeklerden öğreneceğimiz çok şey var. Sadakat, sevgi, bağlılık ve merhamet… Belki de insan olabilmek için önce bu değerleri yeniden keşfetmemiz gerekiyor.
Biz insanlar, hayvanlar üzerinde üstünlük kurmak yerine, onlardan öğrenmeli ve onlara hak ettikleri değeri vermeliyiz. Aksi takdirde, gerçek anlamda "insan" olmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman tam olarak kavrayamayacağız. Köpekler hep köpek olarak kalmaya devam edecekler, ancak biz insanlar, insan olmayı öğrenmek zorundayız. Çünkü insanlık, sadece türümüzün adı değil, aynı zamanda nasıl yaşadığımızı ve başkalarına nasıl davrandığımızı belirleyen en önemli özelliktir.
İnsanlık tarihi boyunca köpekler, sadakatleri, bağlılıkları ve dostlukları ile bizlerin en yakın yoldaşları oldular
İnsanlık tarihi boyunca köpekler, sadakatleri, bağlılıkları ve dostlukları ile bizlerin en yakın yoldaşları oldular. Bu dört ayaklı dostlarımız, ne kadar zor durumda olurlarsa olsunlar, insanların yanında olmayı ve onlara yardım etmeyi hiç tereddüt etmeden sürdürdüler. Ancak, ne yazık ki biz insanlar, bu sadakati ve sevgiyi hak edecek bir şekilde davranmadık. Köpekler, bizi koşulsuz severken ve her türlü zorluğa rağmen yanımızda kalırken, bizler onlara her zaman aynı şekilde karşılık veremedik.
Onları terk ettik. İnsanların çeşitli nedenlerle köpekleri terk etmeleri, sadece köpekler için değil, insanlık adına da utanç verici bir durumdur. Köpekler, onları sahiplenen insanların bir parçası olurlar ve onlara bağlanırlar. Ancak, ne yazık ki insanlar çeşitli nedenlerle, kimi zaman maddi zorluklar, kimi zaman da ilgisizlik nedeniyle köpeklerini terk ederler. Bu sadık dostlarımız, kendilerini bir anda sokakların zorlu koşullarıyla baş başa bulurlar. Onları terk eden insanlar, aslında kendi insanlıklarından da bir parça terk etmiş olurlar.
Onları aç bıraktık. Sokaklarda başıboş dolaşan köpekler, yiyecek bulmak için her gün hayatta kalma mücadelesi verirler. Çoğu zaman, çöplerde buldukları yiyeceklerle yetinmek zorunda kalırlar. Oysa köpeklerin en temel ihtiyaçlarından biri olan yiyeceği onlara sağlamaktan bile aciz kaldığımız durumlar, insanlığımızı sorgulamamıza neden olmalıdır. Biz, modern toplumun bireyleri olarak, bu masum canların aç kalmasına nasıl göz yumabiliyoruz?
Onlara zulmettik. İnsanlar, köpeklere karşı sadece ihmalkâr davranmakla kalmadılar, aynı zamanda onlara bilinçli olarak da zarar verdiler. Dövülmüş, taşlanmış, hatta daha da kötüsü zehirlenmiş köpeklerin haberleri her gün karşımıza çıkıyor. Bu masum canlılara karşı yapılan bu tür acımasızlıklar, aslında insanın ne kadar zalim olabileceğini gözler önüne seriyor. Bir hayvanın gözlerindeki korkuyu görmek ve buna rağmen ona zarar vermek, insanlık adına bir utanç vesikasıdır.
Onları öldürdük. Köpekler, yalnızca kötü muamele görmediler, aynı zamanda birçok durumda katledildiler. Sokaklarda başıboş dolaşan köpekler, birçok şehirde toplu itlaflara maruz kaldı. Bu durum, insanların sorunları çözme biçiminde ne kadar geri kalmış olduklarını ve şiddeti bir çözüm yolu olarak gördüklerini gösteriyor. Oysa ki, bu sorunların çözümü, toplu itlaflardan çok daha insani ve etkili yöntemlerle sağlanabilir.
Ancak tüm bu zulme rağmen, köpekler insanlara karşı olan dostluklarından vazgeçmediler. Doğal afetlerde, yangınlarda, depremlerde hayat kurtardılar. Kimi zaman yıkıntılar altında kalan insanları buldular, kimi zaman bir insanın hayatını kurtarmak için kendi hayatlarını riske attılar. Onlar hep sadık, hep dost kaldılar. Biz onları ne kadar kötü davranırsak davranalım, onlar “dost” kalmaktan vazgeçmediler.
Bu noktada, insanlığımızı sorgulamak zorundayız. Köpekler, sadık ve sevgi dolu doğalarıyla bize insan olmanın ne demek olduğunu hatırlatıyorlar. Onlar, bizim eksik kaldığımız insanlığı sergiliyorlar. İnsanlar olarak, köpeklerden öğreneceğimiz çok şey var. Sadakat, sevgi, bağlılık ve merhamet… Belki de insan olabilmek için önce bu değerleri yeniden keşfetmemiz gerekiyor.
Biz insanlar, hayvanlar üzerinde üstünlük kurmak yerine, onlardan öğrenmeli ve onlara hak ettikleri değeri vermeliyiz. Aksi takdirde, gerçek anlamda "insan" olmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman tam olarak kavrayamayacağız. Köpekler hep köpek olarak kalmaya devam edecekler, ancak biz insanlar, insan olmayı öğrenmek zorundayız. Çünkü insanlık, sadece türümüzün adı değil, aynı zamanda nasıl yaşadığımızı ve başkalarına nasıl davrandığımızı belirleyen en önemli özelliktir.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.