‘Kutsiyetpenahları’ AKSaray’ı kutsayacak mı?
YEREL
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
15.11.2014 - 15:06, Güncelleme:
15.11.2014 - 15:06 2228+ kez okundu.
‘Kutsiyetpenahları’ AKSaray’ı kutsayacak mı?
ANALİZ - Türkiye karşıtı tavırları ile bilinen ve “Ermeni Soykırımı” iddiasını kabul eden ilk Papa olarak tarihe geçen Papa Fransuva, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine bu ayın sonunda Türkiye’ye geliyor. Ülkemizi ilk kez bir Papa ziyaret etmiyor ancak ziyareti ilginç hale getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Papa’ya yolladığı davet mektubunda kullandığı dil.
Yıllarca dinler arasında diyaloğun kurulamayacağı iddiasında bulunan bir anlayışın liderinin, Papa Fransuva’yı, “dinler arasında diyaloga her zamankinden daha çok ihtiyaç var” diyerek davet etmesi doğal olarak gündemin ilk sırasına oturdu.
"DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR" DİYEN DEMİREL'İ SOLLADI!
“Dün dündür, bugün bugündür” diyen Demirel'e yıllarca haksızlık edildiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Karakter zengini bir kişi var ülkenin başında. Erdoğan, bu karakter zenginliği sayesinde, kendini hiçbir standarda uymak durumunda hissetmiyor. Dün söylediği hiçbir şey kendini bağlamıyor.
Başbakan olmadan önce görev yaptığı Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde söyledikleri, Milattan Önceki bir tarih gibi. Yani çok uzaklara gitmeye gerek yok. Yalnızca bu ülkenin kaderinde tek söz sahibi olduğu döneme bakmak yeterli.
İLK ÇARK ERGENEKON'DA
Mesela Ergenekon davası.... Davanın görüldüğü dönemde ülkedeki her kötülüğün kaynağı olarak Ergenekonu gördü. Kendini bu davanın savcısı ilan etti. Davanın savcısının güvenliğini sağlamak ve verdiği önemi göstermek için kendi zırhlı aracını Savcı Zekeriya Öz’e verdi.
Sonra ne yaptı; Ergenekon davasının sanıklarını baş tacı etti, bu davaya bakan hakim ve savcılara Türkiye’yi dar etti. Ardından Ergenekon konusunda İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ile aynı safta buluştu.
İDAM EDİLMELİ DEDİĞİ ÖCALAN BAŞ MÜZAKERECİ OLDU
PKK konusu çark ettiği bir diğer konu. 2011 seçimleri öncesinde PKK’ya karşı vereceği mücadelede MHP lideri Devlet Bahçeli ile yarışa girdi. Abdullah Öcalan’ı asabilmek gerekçesiyle idam cezasını yeniden gündeme getirdi, HDP’lilerin milletvekilliğinin düşürülmesi için fezlekeleri Meclis’e sevketmeye hazırlandı.
Tam Erdoğan'ın samimiyetine inanmaya başlamıştık ki; bir de baktık Öcalan baş müzakereci olmuş. İdam edileceği konuşulan Öcalan, iktidar partisinin en önemli muhatabı oluvermiş. Bırakın idamı, serbest bırakılacağı tarih üzerinde pazarlık bile yapılır olmuş.
"BİR EMRİN VAR MI?" DİYE SORDUĞU GÜLEN'İ ÖRGÜT LİDERİ YAPTI
12 yıl boyunca kolkola yürüdüğü Gülen Cemaatine, yolculuk boyunca her türlü övgüde bulundu. Pensilvanya’ya “Bir emrin var mı?” diye Bülent Arınç’ı elçi gönderdi. İktidar olmanın yanında “muktedir” de olduğu menzile vardığı gün, Cemaati kendine en büyük düşman ilan etti.
Hiç kimseye yapmadığı hakareti, hiç kimseye yapmadığı kanunsuzluğu Gülen Cemaati mensuplarına yapmaya başladı.
CEMAATİ YILLARCA DİYALOGCU OLMAKLA SUÇLADI ŞİMDİ KENDİSİ PAPAYA DİYALOG ÇAĞRISI YAPTI
Gülen’e 'Papa' diyerek hakaret edenlerin lideri, Vatikan’da mukim Papa’yı “kudsiyetpenah” (Kutsalın sığınağı) diyerek AKSaray'ının açılışına davet etti.
Erdoğan’ın avaneleri, yıllar önce dünyadaki savaşların durdurulması ve barışın sağlanması için dinler arası diyalog başlattığı gerekçesiyle Fethullah Gülen’e her türlü hakareti etti. Havuz medyasının muvazzaf hocaları, “dinler arası diyalog”a giriştiği iddiasıyla Gülen’e en galiz ifadeleri kullanıp, “kafir” ilan ettiler. (18 Nisan 2014 A Haber Mehmet Ali Önel’in sunduğu Deşifre programı. Ali Rıza Demircan, Ahmet Tekin ve Dr. Lütfü Özşahin yapılanların şirk olduğunu öne sürdüler)
Bu listeye onlarca çarpıcı örneği peşpeşe sıralamak mümkün.
Şimdi tekrar düşünün; dinler arası diyalogu, Papa ve Papalığı bu kadar kötüleyen ve aşağılayan bir siyasi hareketin lideri, Cumhurbaşkanlığı dönemine görkemli bir başlangıç yapmak için Papa Fransuva’yı ülkesine davet ediyor. Hem de ne davet.
Bünyamin Güler’in Milli Gazete’deki haberinden öğrendiğimiz mektupta, Erdoğan Papa’dan kabul cevabı alabilmek için yüceltici her ifade kullanılmış.
Bilindiği gibi, Papa’nın daveti kabul ettiği daha önce kamuoyuna açıklanmıştı. 28-30 Kasım tarihlerinde Türkiye’de olacak. Daha önce de Türkiye'yi 4 papa ziyaret etmişti. Bunların ikisinin de AK Parti döneminde gerçekleşmiş olması dikkat çeken bir diğer nokta.
Belki de bu ziyareti en çarpıcı hale getiren de 1.4 milyar TL’ye ilk maliyeti gerçekleşen ve dünya gündemine oturan AK Saray'ın ilk yabancı konuğunun Papa olması. Bu yabancı konuk, herhangi bir ülkenin lideri de değil. Dünyadaki Katoliklerin lideri olan Papa Fransuva.
Erdoğan bu girişimiyle, sarayın açılışını bir anlamda Hıristiyan dünyasının manevi liderine yaptırmış olacak. Papa sarayı kutsayacak mı, yoksa hazirundan günah mı çıkaracak henüz buna ilişkin ayrıntı yok.
Özetleyecek olursak; "Dinler arası diyalog gerekiyorsa onu da ben yaparım" diyor Erdoğan.
Anlaşılan o ki bugünün saraylısı ne yaparsa doğru yapar.
KAYNAK: ROTAHABER / ANALİZ
ANALİZ - Türkiye karşıtı tavırları ile bilinen ve “Ermeni Soykırımı” iddiasını kabul eden ilk Papa olarak tarihe geçen Papa Fransuva, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine bu ayın sonunda Türkiye’ye geliyor. Ülkemizi ilk kez bir Papa ziyaret etmiyor ancak ziyareti ilginç hale getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Papa’ya yolladığı davet mektubunda kullandığı dil.
Yıllarca dinler arasında diyaloğun kurulamayacağı iddiasında bulunan bir anlayışın liderinin, Papa Fransuva’yı, “dinler arasında diyaloga her zamankinden daha çok ihtiyaç var” diyerek davet etmesi doğal olarak gündemin ilk sırasına oturdu.
"DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR" DİYEN DEMİREL'İ SOLLADI!
“Dün dündür, bugün bugündür” diyen Demirel'e yıllarca haksızlık edildiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Karakter zengini bir kişi var ülkenin başında. Erdoğan, bu karakter zenginliği sayesinde, kendini hiçbir standarda uymak durumunda hissetmiyor. Dün söylediği hiçbir şey kendini bağlamıyor.
Başbakan olmadan önce görev yaptığı Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde söyledikleri, Milattan Önceki bir tarih gibi. Yani çok uzaklara gitmeye gerek yok. Yalnızca bu ülkenin kaderinde tek söz sahibi olduğu döneme bakmak yeterli.
İLK ÇARK ERGENEKON'DA
Mesela Ergenekon davası.... Davanın görüldüğü dönemde ülkedeki her kötülüğün kaynağı olarak Ergenekonu gördü. Kendini bu davanın savcısı ilan etti. Davanın savcısının güvenliğini sağlamak ve verdiği önemi göstermek için kendi zırhlı aracını Savcı Zekeriya Öz’e verdi.
Sonra ne yaptı; Ergenekon davasının sanıklarını baş tacı etti, bu davaya bakan hakim ve savcılara Türkiye’yi dar etti. Ardından Ergenekon konusunda İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ile aynı safta buluştu.
İDAM EDİLMELİ DEDİĞİ ÖCALAN BAŞ MÜZAKERECİ OLDU
PKK konusu çark ettiği bir diğer konu. 2011 seçimleri öncesinde PKK’ya karşı vereceği mücadelede MHP lideri Devlet Bahçeli ile yarışa girdi. Abdullah Öcalan’ı asabilmek gerekçesiyle idam cezasını yeniden gündeme getirdi, HDP’lilerin milletvekilliğinin düşürülmesi için fezlekeleri Meclis’e sevketmeye hazırlandı.
Tam Erdoğan'ın samimiyetine inanmaya başlamıştık ki; bir de baktık Öcalan baş müzakereci olmuş. İdam edileceği konuşulan Öcalan, iktidar partisinin en önemli muhatabı oluvermiş. Bırakın idamı, serbest bırakılacağı tarih üzerinde pazarlık bile yapılır olmuş.
"BİR EMRİN VAR MI?" DİYE SORDUĞU GÜLEN'İ ÖRGÜT LİDERİ YAPTI
12 yıl boyunca kolkola yürüdüğü Gülen Cemaatine, yolculuk boyunca her türlü övgüde bulundu. Pensilvanya’ya “Bir emrin var mı?” diye Bülent Arınç’ı elçi gönderdi. İktidar olmanın yanında “muktedir” de olduğu menzile vardığı gün, Cemaati kendine en büyük düşman ilan etti.
Hiç kimseye yapmadığı hakareti, hiç kimseye yapmadığı kanunsuzluğu Gülen Cemaati mensuplarına yapmaya başladı.
CEMAATİ YILLARCA DİYALOGCU OLMAKLA SUÇLADI ŞİMDİ KENDİSİ PAPAYA DİYALOG ÇAĞRISI YAPTI
Gülen’e 'Papa' diyerek hakaret edenlerin lideri, Vatikan’da mukim Papa’yı “kudsiyetpenah” (Kutsalın sığınağı) diyerek AKSaray'ının açılışına davet etti.
Erdoğan’ın avaneleri, yıllar önce dünyadaki savaşların durdurulması ve barışın sağlanması için dinler arası diyalog başlattığı gerekçesiyle Fethullah Gülen’e her türlü hakareti etti. Havuz medyasının muvazzaf hocaları, “dinler arası diyalog”a giriştiği iddiasıyla Gülen’e en galiz ifadeleri kullanıp, “kafir” ilan ettiler. (18 Nisan 2014 A Haber Mehmet Ali Önel’in sunduğu Deşifre programı. Ali Rıza Demircan, Ahmet Tekin ve Dr. Lütfü Özşahin yapılanların şirk olduğunu öne sürdüler)
Bu listeye onlarca çarpıcı örneği peşpeşe sıralamak mümkün.
Şimdi tekrar düşünün; dinler arası diyalogu, Papa ve Papalığı bu kadar kötüleyen ve aşağılayan bir siyasi hareketin lideri, Cumhurbaşkanlığı dönemine görkemli bir başlangıç yapmak için Papa Fransuva’yı ülkesine davet ediyor. Hem de ne davet.
Bünyamin Güler’in Milli Gazete’deki haberinden öğrendiğimiz mektupta, Erdoğan Papa’dan kabul cevabı alabilmek için yüceltici her ifade kullanılmış.
Bilindiği gibi, Papa’nın daveti kabul ettiği daha önce kamuoyuna açıklanmıştı. 28-30 Kasım tarihlerinde Türkiye’de olacak. Daha önce de Türkiye'yi 4 papa ziyaret etmişti. Bunların ikisinin de AK Parti döneminde gerçekleşmiş olması dikkat çeken bir diğer nokta.
Belki de bu ziyareti en çarpıcı hale getiren de 1.4 milyar TL’ye ilk maliyeti gerçekleşen ve dünya gündemine oturan AK Saray'ın ilk yabancı konuğunun Papa olması. Bu yabancı konuk, herhangi bir ülkenin lideri de değil. Dünyadaki Katoliklerin lideri olan Papa Fransuva.
Erdoğan bu girişimiyle, sarayın açılışını bir anlamda Hıristiyan dünyasının manevi liderine yaptırmış olacak. Papa sarayı kutsayacak mı, yoksa hazirundan günah mı çıkaracak henüz buna ilişkin ayrıntı yok.
Özetleyecek olursak; "Dinler arası diyalog gerekiyorsa onu da ben yaparım" diyor Erdoğan.
Anlaşılan o ki bugünün saraylısı ne yaparsa doğru yapar.
KAYNAK: ROTAHABER / ANALİZ
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.