Kadir KENAR Kavşaktayız!
YEREL
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
01.12.2014 - 11:53, Güncelleme:
01.12.2014 - 11:53 1500+ kez okundu.
Kadir KENAR Kavşaktayız!
100 yıl önce saraylıların batırdığı bu memleketimizde, yeniden; yeni saraylar inşa ediyoruz. Ekonomimiz berbat denilecek seviyede. İşsizlik almış başını gidiyor. Ve öyle bir nesil yetiştirmişiz ki, çalışmak istemiyor. Çünkü, ona verdiğin asgari ücretle; ona gösterdiğin yaşam arasında büyük bir uçurum var! Ne yapacak? Ne yapacağız!
Dün gece stadyum kavşağımdayım. Hani bir yıl oldu bitmeyen stadın kavşağında. Işık kırmızı. Duruyoruz. Birden gözümü renkli bir şelale takılıyor. Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bahçesinde. Renkli ışıklarla süslenmiş bir şelale bu. Ne kadar duygulu, ne kadar hassas insanlar bunlar ya! Gece çalışmadıkları halde, bahçeleri güzel gözüksün istiyorlar işte.. Şu hassasiyete bak diyorum. Ama tam o anda, ben bunları düşünürken cezaevi aracı geçiyor. Ve bir de bakıyorum, farımı diyeyim yoksa başka bir yerimi yanmıyor. Yani yarı kör bir halde hastaneye doğru yol alıyor. Kavşaktayız!
Kavşaktayız demem de ondan işte. Öyle bir kavşaktayız ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim! Çanakkale’de depreme dayanıksız okullarda eğitim öğretim yapıyoruz. Yıkılması lazım dediğimiz okullarda. Biliyoruz. Ama önce onları yıkıp yapmak yerine, valilerimiz rahat etsin diye ‘Vali Sarayı’ yapıyoruz! Kavşaktayız!
Kıyılar beton olmasın diye konuşturmadık sivil toplum kuruluşu bırakmazken, Belediye Başkanımız çıkıyor; 50 metre genişliğinde dolgu yapıp kordonları birleştireceğiz diyor. Kavşaktayız!
Milli Eğitim Müdürlüğü iki tane çam fidanı ziyan olmasın diye yırtınıyor. Kıyamet koparıyoruz. Sağlıklı sökülmedi diyoruz. Tutmaz bunlar diyoruz. Sanki sağlıklı sökecek makine vardı da! Radar tepesinde koskoca orman kökleniyor kimsenin çıtı çıkmıyor. Sonra Yırcalı için zeytin ağacı dikiyoruz. Kavşaktayız!
Velhasıl kelam bir kavşaktayız da; sağa mı, sola mı! Yoksa geriye mi döneceğiz onun farkında değiliz. Ama ok yaydan çıkmış durumda. Bir yanda termikler, bir yanda altın madencileri. Bir yanda kentlerimizin durumları. Galiba kavşağı çoktan geçtik de haberimiz yok. Ama gittiğimiz yol da yol değil ha! Allah sonumuzu hayır etsin diyeceğim de, ben de hala kavşaktayım be arkadaşlar. Diyorum ki, bırak bu gazeteciliği falan filan da, ömrünün son günlerine mutlu geçir be arkadaş. Kavşaktayım yani.
Dava mı dava!
Orjinallik patenti almak konusunda Türkiye’yle yarışır mıyız yarışırız! Önceki gün bir dava başladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Çanakkale’de yapacağı mitingin resmi işlerini takip eden yedi kişi bu davanın sanığı. Suç ne? Ayyuka çıkan tabelerin miting öncesi yayınlanması. Yani ses kayıtlarının.
Şimdi bu dava mı dava. Ama bana göre ve hatta herkese göre dava mava değil!. Unutulması gereken, hükümet kanadının bile kaşınmaması gereken bir yarayı kaşımanın bir aleme var mı! Dava mı şimdi! Ya da ne davası!
Vay anasını!..
Tabe davası için Çanakkale’ye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Avukat Bülent Tezcan, AVUKAT gibi bir açıklamada bulunmuş. Ve demiş ki; “Çanakkale CHP Örgütü Türkiye'de ki diğer CHP örgütlerine örnek olacak başarılara imza atmaya devam ediyor. Çanakkale Örgütü diri ve başarılı bir örgüttür. Ayni başarıyı 2015 yılı genel seçimlerinde de göstereceğinden kuşkumuz yoktur” Arkadaş Aydın ilinden. Dikkat diyorum. Yani buralı sayılır. Ne iş? Aman Ülgür Gökhan duymasın!
100 yıl önce saraylıların batırdığı bu memleketimizde, yeniden; yeni saraylar inşa ediyoruz. Ekonomimiz berbat denilecek seviyede. İşsizlik almış başını gidiyor. Ve öyle bir nesil yetiştirmişiz ki, çalışmak istemiyor. Çünkü, ona verdiğin asgari ücretle; ona gösterdiğin yaşam arasında büyük bir uçurum var! Ne yapacak? Ne yapacağız!
Dün gece stadyum kavşağımdayım. Hani bir yıl oldu bitmeyen stadın kavşağında. Işık kırmızı. Duruyoruz. Birden gözümü renkli bir şelale takılıyor. Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bahçesinde. Renkli ışıklarla süslenmiş bir şelale bu. Ne kadar duygulu, ne kadar hassas insanlar bunlar ya! Gece çalışmadıkları halde, bahçeleri güzel gözüksün istiyorlar işte.. Şu hassasiyete bak diyorum. Ama tam o anda, ben bunları düşünürken cezaevi aracı geçiyor. Ve bir de bakıyorum, farımı diyeyim yoksa başka bir yerimi yanmıyor. Yani yarı kör bir halde hastaneye doğru yol alıyor. Kavşaktayız!
Kavşaktayız demem de ondan işte. Öyle bir kavşaktayız ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim! Çanakkale’de depreme dayanıksız okullarda eğitim öğretim yapıyoruz. Yıkılması lazım dediğimiz okullarda. Biliyoruz. Ama önce onları yıkıp yapmak yerine, valilerimiz rahat etsin diye ‘Vali Sarayı’ yapıyoruz! Kavşaktayız!
Kıyılar beton olmasın diye konuşturmadık sivil toplum kuruluşu bırakmazken, Belediye Başkanımız çıkıyor; 50 metre genişliğinde dolgu yapıp kordonları birleştireceğiz diyor. Kavşaktayız!
Milli Eğitim Müdürlüğü iki tane çam fidanı ziyan olmasın diye yırtınıyor. Kıyamet koparıyoruz. Sağlıklı sökülmedi diyoruz. Tutmaz bunlar diyoruz. Sanki sağlıklı sökecek makine vardı da! Radar tepesinde koskoca orman kökleniyor kimsenin çıtı çıkmıyor. Sonra Yırcalı için zeytin ağacı dikiyoruz. Kavşaktayız!
Velhasıl kelam bir kavşaktayız da; sağa mı, sola mı! Yoksa geriye mi döneceğiz onun farkında değiliz. Ama ok yaydan çıkmış durumda. Bir yanda termikler, bir yanda altın madencileri. Bir yanda kentlerimizin durumları. Galiba kavşağı çoktan geçtik de haberimiz yok. Ama gittiğimiz yol da yol değil ha! Allah sonumuzu hayır etsin diyeceğim de, ben de hala kavşaktayım be arkadaşlar. Diyorum ki, bırak bu gazeteciliği falan filan da, ömrünün son günlerine mutlu geçir be arkadaş. Kavşaktayım yani.
Dava mı dava!
Orjinallik patenti almak konusunda Türkiye’yle yarışır mıyız yarışırız! Önceki gün bir dava başladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Çanakkale’de yapacağı mitingin resmi işlerini takip eden yedi kişi bu davanın sanığı. Suç ne? Ayyuka çıkan tabelerin miting öncesi yayınlanması. Yani ses kayıtlarının.
Şimdi bu dava mı dava. Ama bana göre ve hatta herkese göre dava mava değil!. Unutulması gereken, hükümet kanadının bile kaşınmaması gereken bir yarayı kaşımanın bir aleme var mı! Dava mı şimdi! Ya da ne davası!
Vay anasını!..
Tabe davası için Çanakkale’ye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Avukat Bülent Tezcan, AVUKAT gibi bir açıklamada bulunmuş. Ve demiş ki; “Çanakkale CHP Örgütü Türkiye'de ki diğer CHP örgütlerine örnek olacak başarılara imza atmaya devam ediyor. Çanakkale Örgütü diri ve başarılı bir örgüttür. Ayni başarıyı 2015 yılı genel seçimlerinde de göstereceğinden kuşkumuz yoktur” Arkadaş Aydın ilinden. Dikkat diyorum. Yani buralı sayılır. Ne iş? Aman Ülgür Gökhan duymasın!
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.