Çanakkale’de çok az insanı ilgilendiren bir konu Mahmut Akkuş olayı. Ama, işin derinliği ve de Başbakan Erdoğan’ın hassaslığı konuyu ilginç kılıyor. Ve ortaya çıkan durum da şok etkisi yaratmış halde.   Önce olayı anlatalım. Mahmut Akkuş, perşembe günü Valilik oluruyla Kültür ve Turizm Müdürlüğüne vekalet etmesi için görevlendiriliyor. Cumartesi gecesi çıkan resmi gazetede ise, bu göreve Eceabat devrik belediye başkanı Kemal Dokuz atanıyor. Üç gün iki gün önce koltuğa oturan Akkuş, Pazar sabahı yine boşta kalıyor. Boşta derken, devlet memuru olmasına rağmen gidecek bir yeri yok anlamında. Ama maaşı çalışıyor.   Olay bu. Peki Mahmut Akkuş kim?   Akkuş okumak için Çanakkale’ye gelen Urfalı bir genç. Gariban bir aileden. Üniversitede bir çok gariban aile çocuğu gibi yurt ve evlerde okuyor. Siyasete de meraklı. 2002 yılında Ak parti kurulduğunda, ona da Gençlik Kolları Başkanlığı düşüyor. Nasıl ki, İbrahim Köşdere’ye il başkanlığı düştüyse. Ve bu süreçte seçimden sürpriz bir şekilde iktidar çıkan Ak parti’de devam eden süreç var. işte bu süreçte okulunu bitiren ve siyasete giren Akkuş işsiz kalıyor. Bir sonraki dönemde ise, Çanlı vekil Müjdat Kuşku’nun danışmanlığına getiriliyor. Dört yıl bu işi yaptıktan sonra ve parti teşkilatının da güvenini sağladıktan sonra ise kendisine Çanakkale Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü veriliyor. Böylece devlet memuru da oluyor. Çanakkale’ye yeni atanan Vali Tuna ile birlikte yaklaşık üç yıl çalışıyorlar. Ancak devlet tecrübesi olmayan Akkuş bürokraside büyük sıkıntı yaratıyor. Özellikle Vali yardımcıları ve diğer kamu kurumları bu işten pek hoşnut olmuyor. Ancak, Akkuş özellikle basını kendisine bağlıyor. Ve bu sıkıntılı dönemi kamuoyu pek bilmiyor.   Yeni vali Çınar geldiğinde ise, bu sorunları görüyor ve Akkuş’a kibarca güle güle diyor. Giden Vali Tuna’da sahip çıkıyor ve Eskişehir’de devam eden Türk Dünyası Kurultayı Genel Sekreterliği yardımcılığı koltuğuna oturtuyor. Ancak kurultay bitince bu iş de bitiyor. Ve Akkuş bankamatik memurluğa geri dönüyor.   Oruç kazası!   Bu arada Vali Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne vekaleten bakan Şinasi Haznedar’ı da gönderiyor. Ve bu koltuk yaklaşık bir yıl müdür yardımcısına kalıyor. Ancak, herkesin gözü bu koltukta. Seçimler geçiyor. Eceabat’ta belediye’yi kaybeden Kemal Dokuz bi şekilde Başbakan Erdoğan’a derdini anlatıyor ve söz alıyor. Koltuk senin diyorlar. Ancak Çanakkale İl teşkilatı ve özellikle Başkan Muzaffer Kutlu, bu göreve Akkuş’un oturmasını istiyor. Olur du olmazdı derken Vali Çınar’da tamam diyor. Yazıişleri vekaleten atama yazısını yazıyor. Vali de imzalıyor. Ama aylardan ramazan. Vali oruçlu. Kimsenin aklına bakanlığı arayıp, ‘biz böyle bir tasarruf gerçekleştiriyoruz’ demek gelmiyor. Akkuş Cuma günü koltuğa oturdu mu oturmadı bilmiyorum ama, Cumartesi gecesi resmi gazetede müdür ortaya çıkıyor; Kemal Dokuz! Kötü bir şaka gibi yani..   Tartışmalar başlıyor!   Bu nasıl iş arkadaş? Böyle rezillik olur mu! Ayıp, yazık, günah! Vekiller nerde? Aslında içten içe kaynayan kazana ateş oluyor Akkuş meselesi! Parti için güç yarışına da katalizör tabi..   Sonuçta, Başbakan Erdoğan verdiği sözü tutuyor. Mahmut olayı da böylece kapanmış oluyor. Sonuç, bizim çok değerli Mahmudumuz müdür olamıyor ama, müdür yardımcısı olarak memlekete hizmet edecek.. Bu masalda burada bitecek tabi… Koltuk moltuk. Memleketin hali meselesi. Keşke Çanakkaleli gençlerimizde bulsa bu koltukları. Ayrıca bir küçük uyarı; dereyi görmeden paçaları sıvamıyacan derler! Çok doğru.