Çanakkale Haber

Türk Ordusundan Mustafa Kemal Atatürk'ün Subayı Olmak

SİYASET 07.09.2024 - 18:25, Güncelleme: 07.09.2024 - 18:31 46884 kez okundu.
 

Türk Ordusundan Mustafa Kemal Atatürk'ün Subayı Olmak

Bu devirde subaylık zor meslek oldu.

Sen, kurduğun komisyonlardan eleye eleye, haklarında bin bir çeşit araştırmalar yapa yapa Harp Okulu’na öğrenci seç. Dört sene okut, eğit mezun et. Sonra bu teğmenlerin mezuniyet sevinçlerini şerre yor. Olacak iş değil. Cumhurbaşkanın İmam Hatiplilere yaptığı konuşmayı baştan sona dinledim. Anladığın şu ki arzulanan ordu mensubu, mezuniyetlerinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye sevinç gösterileri yapan teğmenler değil. Teğmenler bu kılıçlarını AKP karşıtlığı için, Bahçeli’yi sinirlendirmek için çekmedi. Türk ordusunun şerefli bir subayı olmanın haklı gururu ve sevinci olarak birlik beraberlik içinde olduklarını göstermek için yemin ettiler. Bu teğmenler Türk ordusunun genç filizleridir. Filizleri kırmayın. Oysa ki bu teğmenleri Harp Okullarına seçen irade MSB’nin başında bulunan ve bütün benlikleriyle AKP’li olan eski genelkurmay başkanı emekli orgeneral  Hulusi Akar ve şimdi ki MSB’ı emekli orgeneral Yaşar Güler değil miydi? Bu ikili AKP’nin politika ve isteklerine göre TSK’yı sevk ve idare etmiyor muydu? Az sayıda generalin katıldığı çoğu AKP iktidarının atanmış bakanlarında oluşan askeri şurada TSK’nın kuvvet komutanları belirlenmiyor muydu? Yıllardır Milli Savunma Üniversitesini AKP’nin atadığı tarihçi hoca yönetmiyor muydu? MSÜ’ye alınan sivil akademisyenleri seçen heyeti bu rektör belirlemiyor muydu? Sonuç ortada. Onlarca teğmene cezalar yağacak, cumhurbaşkanın dediğine göre belki de elliye yakını ordudan atılacak. Ama anladığım şudur. AKP ve Bahçeli’nin teğmenler üzerinden yükseltmeye başladığı stresli iç politikanın amacı cumhur ittifakının hayata geçirmek istediği yeni anayasa için toplumu hazır hale getirmektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmam Hatip mezunlarına yaptığı konuşmada nasıl bir sosyolojik zihniyet sahip bir nesil yetiştirmek istediğini ve Türkiye’yi nasıl bir nesle teslim etmek istediğini de açık açık izah ederken önümüzdeki beş altı ay boyunca yeni anayasayı meclisten geçirene kadar izleyeceği iç siyasetin ana hatlarının da çerçevesini çiziyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç siyasetinin en iyi pasörü, herkes emin olsun ki MHP ve lideri Bahçelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan İmam Hatiplilerin toplantısında nasıl bir nesil yetiştirdiklerinin ve yetiştireceklerinin de tarifini şu şekilde yaptı; “Her şey gelip geçer, bütün makamlar, bütün rütbeler, bütün sıfatlar gelip geçer. Ama toprağa attığınız tohum gür bir çınara dönüşür. Yüzyıllar boyunca gölgesinde medeniyetler inşa eder. Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serpildiler.  Biz de yeni tohumlar attık. O tohumları Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırdık. Var olanlara gözümüz gibi baktık. Onları koruduk, kolladık, fidana ağaca dönüşmelerini sağladık. İmam Hatipleri kuranlar sadece üç beş kişiydi. Biz bir avuçtuk. Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Şununla iftihar ediyorum, hani İstiklal şairimiz Mehmet Akif diyor ya "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli." Evet Sevgili İmam Hatipli kardeşim, sen varsın, sen işte buradasın, sen iftiharla ayaktasın, sen eskisinden daha çoksun, eskisinden daha güçlüsün. Sen varsan şehadetleri dinin temeli olan ezan yurdumun üstünde ebedi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allah-u  Ekber nidaları semalarımızdan hiçbir zaman eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek. Sevgili gençler şunu çok net söylemek isterim; Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim için değerlidir. Bu ülkedeki her insan bizim göz bebeğimizdir. Biz okullar arasında ayrım yapmıyoruz. Bu ülkenin her bir okulu da bizim için çok mühimdir. Ancak İmam Hatipler bir ihtiyaç neticesinde ortaya çıkmış ve hamdolsun varlık sebeplerini hakkıyla ifa etmiş eğitim yuvalarıdır. İmam Hatipler her safhası mücadelelerle dolu bir asırlık mazisiyle direnişin ve dirilişin sembolüdür. Arif Nihat Asya merhumun şu şiirini sizlere özellikle hatırlatmak isterim; Biz kısık sesleriz, minareleri sen ezansız bırakma Allah'ım. Cihat meydanını pehlivansız bırakma Allah'ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah'ım. Yarının yollarında yılları da ramazansız bırakma Allah'ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah'ım. Kardeşlerim, biz İmam Hatipliler olarak işte bunun için varız. Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanı pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var bir vatanımız hep var olsun diye varız. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir. Şunu asla unutmayın sevgili gençler; Eğer bu topraklardan Müslümanlığı, eğer bu topraklardan ezanı, minareyi, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız inanın geriye hiçbir şey kalmaz. Eğer bu topraklardan Müslümanlığı, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız geride millet de kalmaz, memleket de kalmaz. İmam Hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır. İmam Hatip mücadelesi bir iman mücadelesidir. İmam Hatip mücadelesi bir varlık yokluk mücadelesidir.” Buradan en başta Sayın Bahçeli’ye ve MHP’li yöneticilere öneride bulunuyorum. Harp okullarının müfredatında değişikliğe gidiniz.  Anayasa’da ve yasalarda değişiklik yapıp arzuladığınız subay tipini belirleyiniz. O belirlediğiniz zihniyette subay yetiştirecek kadroları da yine uygun figürlerden seçip subaylık hakkı tanıyınız. Üniforma giydiriniz. Bunların arasından en kıymetlilerini bölük, tabur ve okul komutanı atayınız. Ki bundan sonra Harp Okullarından mezun olan subaylar sizin zihniyet ve düşüncenizde olsun. Çıkıp da “Mustafa kemalin Askerleriyiz” diyemesinler. Sayın Bahçeli, siyasal kararlarınızla izlediğiniz siyasetle millete çok acılar çektiriyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teğmenlere yönelik bu açıklaması sizin teğmenlere yönelik eleştirinizden sonra ifade edildi. Sayın Bahçeli Ama her şeye rağmen bizler yine anayasamızın değişmez maddelerine sadakatle bağlı Türk Milletinin evladı ve Mustafa Kemal’in askeri” olmaya devam edeceğiz.  
Bu devirde subaylık zor meslek oldu.

Sen, kurduğun komisyonlardan eleye eleye, haklarında bin bir çeşit araştırmalar yapa yapa Harp Okulu’na öğrenci seç. Dört sene okut, eğit mezun et. Sonra bu teğmenlerin mezuniyet sevinçlerini şerre yor.

Olacak iş değil.

Cumhurbaşkanın İmam Hatiplilere yaptığı konuşmayı baştan sona dinledim.

Anladığın şu ki arzulanan ordu mensubu, mezuniyetlerinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye sevinç gösterileri yapan teğmenler değil. Teğmenler bu kılıçlarını AKP karşıtlığı için, Bahçeli’yi sinirlendirmek için çekmedi. Türk ordusunun şerefli bir subayı olmanın haklı gururu ve sevinci olarak birlik beraberlik içinde olduklarını göstermek için yemin ettiler.

Bu teğmenler Türk ordusunun genç filizleridir. Filizleri kırmayın.

Oysa ki bu teğmenleri Harp Okullarına seçen irade MSB’nin başında bulunan ve bütün benlikleriyle AKP’li olan eski genelkurmay başkanı emekli orgeneral  Hulusi Akar ve şimdi ki MSB’ı emekli orgeneral Yaşar Güler değil miydi? Bu ikili AKP’nin politika ve isteklerine göre TSK’yı sevk ve idare etmiyor muydu?

Az sayıda generalin katıldığı çoğu AKP iktidarının atanmış bakanlarında oluşan askeri şurada TSK’nın kuvvet komutanları belirlenmiyor muydu?

Yıllardır Milli Savunma Üniversitesini AKP’nin atadığı tarihçi hoca yönetmiyor muydu?

MSÜ’ye alınan sivil akademisyenleri seçen heyeti bu rektör belirlemiyor muydu?

Sonuç ortada.

Onlarca teğmene cezalar yağacak, cumhurbaşkanın dediğine göre belki de elliye yakını ordudan atılacak.

Ama anladığım şudur.

AKP ve Bahçeli’nin teğmenler üzerinden yükseltmeye başladığı stresli iç politikanın amacı cumhur ittifakının hayata geçirmek istediği yeni anayasa için toplumu hazır hale getirmektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmam Hatip mezunlarına yaptığı konuşmada nasıl bir sosyolojik zihniyet sahip bir nesil yetiştirmek istediğini ve Türkiye’yi nasıl bir nesle teslim etmek istediğini de açık açık izah ederken önümüzdeki beş altı ay boyunca yeni anayasayı meclisten geçirene kadar izleyeceği iç siyasetin ana hatlarının da çerçevesini çiziyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç siyasetinin en iyi pasörü, herkes emin olsun ki MHP ve lideri Bahçelidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İmam Hatiplilerin toplantısında nasıl bir nesil yetiştirdiklerinin ve yetiştireceklerinin de tarifini şu şekilde yaptı;

“Her şey gelip geçer, bütün makamlar, bütün rütbeler, bütün sıfatlar gelip geçer. Ama toprağa attığınız tohum gür bir çınara dönüşür. Yüzyıllar boyunca gölgesinde medeniyetler inşa eder. Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serpildiler.  Biz de yeni tohumlar attık. O tohumları Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırdık. Var olanlara gözümüz gibi baktık. Onları koruduk, kolladık, fidana ağaca dönüşmelerini sağladık. İmam Hatipleri kuranlar sadece üç beş kişiydi. Biz bir avuçtuk. Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Şununla iftihar ediyorum, hani İstiklal şairimiz Mehmet Akif diyor ya "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli." Evet Sevgili İmam Hatipli kardeşim, sen varsın, sen işte buradasın, sen iftiharla ayaktasın, sen eskisinden daha çoksun, eskisinden daha güçlüsün. Sen varsan şehadetleri dinin temeli olan ezan yurdumun üstünde ebedi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allah-u  Ekber nidaları semalarımızdan hiçbir zaman eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek.

Sevgili gençler şunu çok net söylemek isterim; Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim için değerlidir. Bu ülkedeki her insan bizim göz bebeğimizdir. Biz okullar arasında ayrım yapmıyoruz. Bu ülkenin her bir okulu da bizim için çok mühimdir. Ancak İmam Hatipler bir ihtiyaç neticesinde ortaya çıkmış ve hamdolsun varlık sebeplerini hakkıyla ifa etmiş eğitim yuvalarıdır. İmam Hatipler her safhası mücadelelerle dolu bir asırlık mazisiyle direnişin ve dirilişin sembolüdür. Arif Nihat Asya merhumun şu şiirini sizlere özellikle hatırlatmak isterim; Biz kısık sesleriz, minareleri sen ezansız bırakma Allah'ım. Cihat meydanını pehlivansız bırakma Allah'ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah'ım. Yarının yollarında yılları da ramazansız bırakma Allah'ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah'ım.

Kardeşlerim, biz İmam Hatipliler olarak işte bunun için varız. Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanı pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var bir vatanımız hep var olsun diye varız. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir. Şunu asla unutmayın sevgili gençler; Eğer bu topraklardan Müslümanlığı, eğer bu topraklardan ezanı, minareyi, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız inanın geriye hiçbir şey kalmaz. Eğer bu topraklardan Müslümanlığı, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız geride millet de kalmaz, memleket de kalmaz. İmam Hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır. İmam Hatip mücadelesi bir iman mücadelesidir. İmam Hatip mücadelesi bir varlık yokluk mücadelesidir.”

Buradan en başta Sayın Bahçeli’ye ve MHP’li yöneticilere öneride bulunuyorum.

Harp okullarının müfredatında değişikliğe gidiniz.  Anayasa’da ve yasalarda değişiklik yapıp arzuladığınız subay tipini belirleyiniz. O belirlediğiniz zihniyette subay yetiştirecek kadroları da yine uygun figürlerden seçip subaylık hakkı tanıyınız. Üniforma giydiriniz. Bunların arasından en kıymetlilerini bölük, tabur ve okul komutanı atayınız. Ki bundan sonra Harp Okullarından mezun olan subaylar sizin zihniyet ve düşüncenizde olsun. Çıkıp da “Mustafa kemalin Askerleriyiz” diyemesinler.

Sayın Bahçeli, siyasal kararlarınızla izlediğiniz siyasetle millete çok acılar çektiriyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teğmenlere yönelik bu açıklaması sizin teğmenlere yönelik eleştirinizden sonra ifade edildi.

Sayın Bahçeli Ama her şeye rağmen bizler yine anayasamızın değişmez maddelerine sadakatle bağlı Türk Milletinin evladı ve Mustafa Kemal’in askeri” olmaya devam edeceğiz.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.