Bu ülke büyük zorluklar, krizler ve adaletsizlikler içinde bir çıkış yolu arıyor. Her gün yeni bir skandal, her gün yeni bir utanç kaynağı. Ama asıl sorun ne biliyor musunuz? Utanması gerekenlerin, utanmayı unutmuş olması. Bugün bu ülkeyi kurtaracak olan şey ne yeni bir sistem ne de vaatlerle dolu siyaset oyunlarıdır. Bu ülkeyi kurtaracak tek şey, hatalarının farkına varabilen, vicdanıyla yüzleşebilen, utanan insanlardır.   Utanmayı Kaybeden Bir Toplum   Günümüzde utanma duygusu, ne yazık ki zayıflık olarak görülüyor. Bir yolsuzluk ortaya çıkıyor, suçlu yakalanıyor, ama yüzünde en ufak bir utanç emaresi yok. Birileri milyonları çalıp lüks içinde yaşarken, halk ekmek kuyruğunda bekliyor. Peki, bu durumdan utanan var mı? Hayır. Çünkü utanma duygusunu kaybettikçe, insanlık da elden gidiyor.   Sokak ortasında bir kadın şiddete uğruyor, çevresindekiler sadece izliyor. Çocuklar aç yatarken, bazıları sofralarına sığmayan nimetlerle övünüyor. Bir genç iş bulamadığı için hayallerinden vazgeçiyor, ama buna neden olan sistem kendini sorgulamıyor. Çünkü bu toplumun belirli bir kesimi utanmayı çoktan unuttu. Unuttukları gibi, utanmayı bir zayıflık olarak küçümsüyorlar.   Utanan İnsanların Gücü   Oysa bu ülkenin gerçek kurtuluş yolu, utanabilen insanlardan geçiyor. Utanan insan, yaptığı hataları fark edebilen insandır. Bir şeyin yanlış olduğunu hissedip bunu düzeltmek için çaba gösterendir. Eğer bir siyasetçi, bir yönetici ya da bir vatandaş yaptıklarından utanç duyabiliyorsa, o insan hala kurtulabilir. Ama utanmayı unutanlar, sadece kendilerini değil, toplumu da uçuruma sürükler.   Utanan bir öğretmen, çocukların eğitimi için daha fazla çaba gösterir. Utanan bir doktor, hastası için en iyi tedaviyi bulmak için uğraşır. Utanan bir siyasetçi, halkını kandırmayı değil, ona hizmet etmeyi hedefler. Çünkü utanmak, insanı harekete geçirir. Utanan insanlar, yalnızca kendi hatalarını değil, başkalarının acılarını da dert eder.   Utanması Gerekenler Nerede?   Bugün bu ülkede utanması gerekenler, utanmamakla övünüyor. Halktan çalanlar, hesap vermek yerine lüks araçlarla gezip sosyal medyada poz veriyor. İnsanların emeğini sömürenler, utanmak yerine bu sistemi savunuyor. Kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor, ama bu vahşeti durdurması gerekenler başlarını başka yöne çeviriyor. Bu tablo karşısında utanmıyorsak, biz de bu çürümüşlüğün bir parçasıyız demektir.   Utananlar ve Devrim   Tarihte büyük değişimleri gerçekleştirenler, genellikle vicdanıyla hareket eden insanlardır. Bu devrimi, yani ülkeyi kurtaracak olan devrimi, ancak ve ancak utanan insanlar yapabilir. Çünkü utanan insanlar, adaletsizliği kabul etmez. Onlar, bir çocuğun aç kalmasını, bir kadının şiddet görmesini, bir gencin umutsuzluğa kapılmasını içlerine sindiremez. Utanan insanlar, harekete geçer; sessiz kalmaz, göz yummaz, görmezden gelmez.   Son Söz   Bu ülkeyi kurtarmak istiyorsak, önce utanmayı hatırlamalıyız. Yaptığımız hatalardan, sustuğumuz haksızlıklardan, göz yumduğumuz adaletsizliklerden utanmalıyız. Çünkü utanmak bir erdemdir, insan olmanın gereğidir. Eğer bir gün gerçekten değişim istiyorsak, bu değişim ancak utanan insanlar sayesinde mümkün olacaktır. O yüzden soralım: Biz ne zaman utanacağız?